2010 LGBTT Onur Haftası organizasyonu çerçevesinde oluşan “kadın” grubu hazırlık sürecinde ve etkinliklerde cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsellik üzerine pek çok konuyu tartışa tartışa geleceğe dönük bir grup kurma eğilimini oluşturdu. Kişinin kendini algıladığı, gördüğü gibi yaşayabildiği, kendini gerçekleştirebileceği, engellere, önyargılara, sınırlara takılmadan diğerlerine doğru akabileceği, başkalarından kendine akanlarla kendini yeniden oluşturabileceği, herkesin bu deneyimi yaşayabileceği bir ortamı nasıl kurabileceği konularında yapılan bu tartışmalarla bir deneyim havuzu oluşmaya başladı. Bu yazıda, grubun bazı üyeleri biraraya gelerek çocukluktan itibaren cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında kendilerini keşfetmeleri, etraflarındaki dünya ile kendileri arasındaki gerilimleri ve anlamlandırma çabalarını anlattılar.
2007 Genel Seçimleri sonrasında sivil anayasa tartışmaları gündeme geldiğinden beri, LGBTT örgütleri Anayasa’daki eşitlik maddesine "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesi için mücadele ediyor. Daha önce 2003 yılında yapılan Türk Ceza Kanunu değişim sürecinde de ayrımcılık maddesine “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ifadelerinin konulması talep edilmiş; ancak maddede geçen “cinsiyet” kelimesinin eşcinselleri de kapsadığı ileri sürülerek bu talep reddedilmişti. Her alanda ayrımcılığa uğrayan, toplumsal dışlanmaya ve nefret cinayetlerine maruz kalan lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüellerin varlıklarının ve haklarının tanınması anlamına gelecek bu talebe, Anayasa’da kısmi değişiklik öngören son pakette de yer verilmiyor. Yasemin Öz, bu yazısında son anayasa değişiklik paketinin olumlu yanları olmakla birlikte yüksek siyasete endekslendiğini, kadınlar ve LGBTT bireylerle ilgili acil ve hayati konuları tali duruma düşürdüğünü belirtiyor. LGBTT örgütlerin anayasal hak mücadelesinde yaptığı çalışmaları hatırlatırken paketin toplumsal olarak dezavantajlı kesimlerin ihtiyaçlarını karşılamadığının, temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almadığının, işçi ve azınlık haklarına dair de yenilik getirmediğinin altını çiziyor.