Bağdat Uluslararası Havaalanı’nın yanındaki aşırı kalabalık mülteci kampının taş yığını ve sefalet dolu yollarından geçtikten sonra, Filistin halk şarkıları geleneğinin yaşayan hazinesi Umm Muhammad ile olan görüşmeme yarım saat gecikmeli de olsa ulaştım.
Filistinli bir müzisyen ve aktivist olan Reem Kelani çok üreten, çok çalışan bir kadın… Derleme çalışmaları, atölyeleri, radyo programları, konserleri ve albümleri onun üretiminin somut örnekleri… Kendi topraklarından sürülen bir Filistinli ailenin çocuğu olarak Kuveyt’te doğan ve şimdi Londra’da yaşayan Reem’in hayatı Filistin kimliğinin tanınması, bir kadın şarkıcı olarak müzik sektöründe var olmak, bir diasporalı olarak Filistinlilerce kabul edilmek üzere yaptığı mücadelelerle geçiyor. Bu dosyada Reem Kelani’nin müzikal ve kültürel hafızasının, yaşadığı coğrafyanın çokkültürlülüğünden nasıl beslendiğini, kültürel kimlik konusundaki hassasiyetini ve diasporalı bir müzisyen olarak aktivizminin nasıl şekillendiğini okuyacaksınız.
Leyla Neyzi ile yaptığımız söyleşide, sözlü tarih çalışmalarından yola çıkarak, Türkiye’de Yahudilik ve Sabetaycılık üzerine konuştuk. Yahudilerin ve Sabetaycıların Cumhuriyet projesine nasıl eklendikleri, bu proje tarafından ne kadar kapsanıp ne kadar dışarda bırakıldıkları konusundan hareket ederek, bugün Yahudilerin ve Sabetaycıların kimliklerini nasıl görünür kıldıkları noktasına değinmeye çalıştık. Yahudiler için “kapalı” bir cemaat olmanın ve Sabetaycılar için kimliğini yok saymak zorunda kalmanın hangi tarihsel ve sosyal koşullar bağlamında gerçekleştiği sorusunu açmaya çalıştık.
Beki Luiza Bahar, 1926’da İstanbul’da doğdu. 11 yaşındayken ailesiyle birlikte Ankara’ya yerleşti. T.E.D. Ankara Koleji’ni bitirdi. 1948 yılında evlendi. Üç çocuğu oldu. 1980 yılında ailece İstanbul’a taşındılar; halen İstanbul’da yaşıyor.
Şair, araştırmacı ve oyun yazarı olan Beki Bahar’ın ilk yazısı 1958’de Haftanın Sesi’nde, ilk şiiri 1959’da Varlık Yeni Şiirler Antolojisi’nde, ilk öyküsü 1964’de Çağdaş dergisinde yayımlandı. İlk oyunu Alabora, 1970’de Ankara Devlet Tiyatrosu Yeni Sahne’de sergilendi. Pek çok dergide ve gazetede (Şalom, Eflatun, Tiryaki, Göztepe, vb.) denemeleri, araştırma yazıları, gezi notları, şiirleri ve tiyatro eserleri yayımlandı. Kendisinin ayrıca, şiir, oyun ve araştırma kitapları da bulunuyor.
Yaptığımız söyleşide, Beki Bahar’ın hayat hikâyesinden yola çıkarak, Türkiye’de Yahudi bir kadın olma deneyimini nasıl yaşadığı ve bu deneyimin tarihsel olarak nasıl şekillendiği üzerine konuştuk.
Mirjam Hader Meerschwam, bu makaleyi kendisinden Gazze saldırısı ve İsrail-Filistin sorunu üzerine fikirlerini içeren bir yazı talep etmemiz üzerine kaleme almıştır. İsrailli feminist yazar bu yazıda İsrail’deki politik ve askeri gelişmeleri toplumun militer yapısı içinden anlamlandırmakta; üyesi olduğu New Profile örgütünün bu gelişmelerle ilgili yorum ve bakış açısını iletmektedir.
Yazar, İsrail’in militer ortamında ordunun ve askerlik görevinin “topluma bir katkı” olmadığını düşünmenin zorluğundan bahsetse de gün geçtikçe daha çok İsraillinin vicdani/ideolojik/ekonomik nedenlerle askeri görevin gerekliliğine inanmadığını belirtmektedir. Bir İsrailli olarak İsrail’in baskıcı politikalarına karşı durmayı içinde bulunulan kültürü eleştirel olarak algılayabilmeye bağlar ve “herkesin kendisi hakkında düşünmesi, masum olmayabileceğini öğrenmesi” gerektiğini vurgular.
Rela Mazali “Etnikleştirilmiş Silahlar ve İsrail’de Feminist Antimilitarizm” adlı makalesinde İsrail’de bir Yahudi olarak kendi gözlemlerinden ve deneyiminden yola çıkıp kendisinin de bir parçası olduğunu söylediği egemenliği sorguluyor. Yahudilik kimliğinin nasıl karmaşık ve çelişkili süreçler içinde kurulduğunu ve militarizmin nasıl bu kimliğin kurucu unsurlarından biri olduğunu gözler önüne seriyor. Tüm bunları yaparken ise okurla gerçekten ve herkes için özgür bir dünya kurmanın yollarını ve kendi feminist antimilitarist bakışını paylaşıyor.