Güvenlik algısı tüm dünyada dönüşüm geçirirken güvenliği sağlamak adına hayatımız yasal düzenlemelerle, kameralarla, kayıt sistemleriyle kontrol altına alınıyor ve gittikçe güvensiz hâle geliyor. Kadınların ve LGBTİ’lerin maruz kaldığı eril şiddet ve bu şiddet karşısında cezasızlık uygulamaları artarak devam ediyor. İç Güvenlik Yasa Tasarısı gibi, devletin güvenliği uğruna bireylerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayacak yasal düzenlemeler gündeme getiriliyor. Dergimizin bu sayısında güvenlik siyaseti üzerine çalışma yürüten akademisyen Evren Balta ile Türkiye’de güvenlik algısı, kadın ve LGBTİ’lere yönelik şiddet ve ceza sistemi üzerine görüştük.
İsrail’de yürütülen Silahsız Mutfak Masaları (SMM [Gun Free Kitchen Tables–GFKT]) adlı feminist kampanyanın bir bileşeni olan Rela Mazali, kampanyanın amaçları ve elde ettiği kazanımları paylaşırken İsrail’de kamusal alanlardan ev içlerine kadar her yere siyaret etmiş olan militarizasyonu ve silah kültürünü ele alıyor. Kampanya; orduda, polis güçlerinde ve Yahudi Batı Şeria’da hafif silahların yaygınlaşmasını durdurmaya ve kullanımını azaltmaya, silahlanma denetim ve düzenlemelerini genel olarak arttırmaya, aynı zamanda ‘güvenlik’ ve silah denetimi alanlarında zaten çok zayıf olan şeffaflığı ve hesap sorulabilirliği daha da aşındıran silahlı özel sektörün denetim ve gözetimini zorlamaya çalışıyor. Rela Mazali, İsrail’in silahlanma ve güvenlik söylemlerine alternatif feminist perspektifler sunan Silahsız Mutfak Masaları deneyimiyle silah, ordu ve silahlı özel güvenlik güçlerine dair kişisel ve politik deneyimlerini harmanlıyor.