2004 yılında Fransız hükümeti devlet okullarında “dikkat çekici dini sembollerin” yasaklanması yönünde bir yasa çıkardı. Yasak herkese yönelik olmasına karşın özellikle başörtülü Müslüman kızları hedef almaktaydı. Yasanın savunucuları Fransız laiklik değerleri adına bu yasayı savunmakta ısrar ettiler ve başörtüsünü İslamın moderniteye dayatması olarak algıladılar. Joan Scott, The Politics of the Veil isimli kitabında bu görüşe karşı argümanlar oluşturmaktadır. “Örtbas Etmek: Fransızların Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve İslami Başörtüsü” başlıklı bu makale de kitabın beşinci bölümünde yer alan, başörtüsünün toplumsal cinsiyet bağlamındaki analizinin bir sunumudur. Scott bu makalede, başörtüsü tartışmasının altında yatan toplumsal cinsiyet sistemlerindeki farklılık üzerinde durmakta ve başörtüsü yasağı savunucularının, laikliği ve bireysel özgürlüğü kadın ve erkeklerin bedenlerinin görünürlüğüne ve cinsler arası ilişkinin serbestliğine indirgediğini belirtmektedir.
Terörle Savaş, “İslamcı Öteki’nin nefreti ve şiddetiyle tehlikeye attığı Batı” tanımı aracılığıyla beyazlığı oluşturan pratikleri yeniden şekillendiriyor. Eleştirel ırk kuramcıları ve feminist kuramcılar uzunca bir süredir, “beyazlık”ı toplumsal olarak inşa edilen ve tarihsel bir bağlamı olan, doğası gereği istikrarsız bir öznellik biçimi olarak tanımlıyor. Beyazlığın, Batı’nın sosyopolitik kategorisi ile toplumsal bir kimliğe eşitlenmesi, bilhassa sömürgeci ve emperyalist projelerdeki uygulamaları nedeniyle sorunlu bulunmuştur. Bu kuramcılar, Batı’nın ekonomik ve politik gücünün, beyaz öznelerin Öteki’nin doğasını tanımlamaya çalışırken dahi kendilerini yüceltmelerini olanaklı kıldığını da belirtirler. Bu makale, üç feminist metnin; Terörle Savaş’ın hâkim söyleminin ve onun beyazlığı (yeniden) yapılandırmasının nasıl değerlendirildiğini incelemektedir.