Bu makale, 1960’ların sonundan beri İran’da uygulanan cinsiyet değiştirme ameliyatlarının 2000’lerde hem İran’da hem de Batı’da gündeme gelmesiyle birlikte trans kimliklerin toplum, otoriteler ve bizzat transların kendileri tarafından nasıl algılandığını ele alıyor. Yazar, Batılı oryantalist bakışın İran kimliğine yakıştıramadığı cinsiyet değiştirme ameliyatları şampiyonluğunun sorunsuz biçimde kutsanılası bir konum olmadığını, öte yandan bütünüyle eşcinsellere yönelik baskı mekanizmasının bir aracı olarak da yorumlanamayacağını vurguluyor. Yazar özellikle her türlü baskıya karşı çıkış yollarını, stratejik konumlanmaları, kimlikleri ve ittifakları tartışmaya açıyor.
Devamını Okuyun