Skip to main content
Tag

yazarlık

Baba Yarası: Erkeklik, Yazarlık ve Uzlaşma

Yazar: Sayı 41 | Sonbahar 2020 No Comments

Bu yazıda, farklı kuşaklardan üç yazarın, babalarının ölümünden sonra farklı edebi türlerde yazdıkları metinlerinden yola çıkarak babanın açtığı yaralar, baba ile hesaplaşma/uzlaşma ve yazarlık konumu tartışılıyor. Bu doğrultuda, Orhan Kemal’in Baba Evi romanı, Oğuz Atay’ın “Babama Mektup” öyküsü ve Orhan Pamuk’un başta İstanbul Hatıralar ve Şehir olmak üzere kurgu dışı metinleri ele alınıyor. Yeni kuşak yazarlar açısından “baba” yazar konumunda görülen bu üç yazarın otobiyografik nitelikteki metinleri üzerinden baba ile hesaplaşmanın ne ölçüde sağlandığı, bu hesaplaşmanın sonucunda varılan uzlaşının niteliği ve bu hesaplaşma/uzlaşma anlatılarının yazarların yazarlık anlayışı ile bağlantısı karşılaştırmalı biçimde inceleniyor.

Father Wound: Masculinity, Reconciliation  and Authorship 

This article discusses the wounds inflicted by the father, reckoning/reconciliation with the father and the authorship position based on texts written in different genres by authors from different generations after their fathers' death. In this respect, Orhan Kemal's novel Baba Evi [Father’s House], Oğuz Atay's story “Babama Mektup” [Letter to My Father] and Orhan Pamuk's non-fiction texts, especially Istanbul Memories and the City, are examined. Through comparative reading of autobiographical texts of these three authors, who are seen as the "fathers of literature” by the new generation of writers, the extent of the reckoning with the father, the nature of the reconciliation after this reckoning, and the connection of these reckoning/reconciliation narratives with the authors' understanding of authorship are analyzed.

Devamını Okuyun

Feminist İttifak Çalışmasında Hikaye Anlatımı ve Ortak Yazarlık: Bir Yolculuk Üzerine Düşünceler

Yazar: Sayı 19 | Şubat 2013 No Comments

Eğer tüm yazın temel olarak anlamların ve metinlerin üretimine bağlıysa, o zaman akademinin ve aktivizmin sınırlarını bulanıklaştıran feminist araştırma da, belirli amaçlar için deneyimi harekete geçirme politikası ile emek hakkında olmak zorundadır. Ortak yazarlık hikâyeleri, toplumsal şiddet üreten güç ilişkilerine karşı yazmak ve kendi vizyonlarını ve toplumsal değişim etiğini tahayyül etmek ve gerçekleştirmek için deneyimi harekete geçiren sınır aşırı ittifak halinde çalışan feministlerin en önemli aracıdır. Böylesi bir çalışma kimlik, temsil ve siyasi tahayyülün olduğu kadar bir meselenin içine girmekle ve uzmanlıkla bağlantılı varsayımların ve olasılıkların yeniden düşünülmesinin karmaşıklığı ile ciddi biçimde haşırneşir olmayı gerektirir. Bu makale toplumsal, coğrafi ve kurumsal sınırları aşan hikâye anlatımının bir yandan şiddet ve toplumsal değişim mücadeleleri sorunlarına dair eleştirel sorumluluğun nasıl geliştirileceğine kafa yorarken bir yandan da akademi içinde ve dışındaki baskın söylemleri ve yöntemleri sorunsallaştırmak için Hindistan’da aktivistlerle ve ABD’de ortak yazarlık yapan akademisyenlerle sürdürülen 16 yıllık ortaklıktan yararlanmaktadır. Bu makale, ittifak çalışması üzerinden ortak yazarlıkla ilgili beş “hakikat” önererek, entelektüel alanları harekete geçirecek bir araç olarak, –ittifak içinde bir araya gelen farklı lokasyonlardan çok sayıda hikâyenin birbiriyle konuşabildiği ve daha incelikli eleştirelere yelken açabildiği– ortak yazarlıkla ilişkili emek süreci, varsayımlar ve riskler üzerine kafa yormaktadır.

Devamını Okuyun